KARACAOGLAN
Türk halk edebiyatının en kuvvetli mümessili olan Karacaoğian'ın hayatı hakkındaki bilgilerin pek noksan olduğu edebiyat tarihçileri ve araştırıcı folklorcüler tarafın dan itiraf edilmekte ise de; şairin cenup Türkmenlerinden, o zaman Kahramanmaraş Eyaleti sınırlan içinde bulunan Bahçe ilçesinin "Farsak" köyünden olduğu, halen aynı köyde yaşayan "Sail Oğulları" ailesine mensup bulunduğu hususunda hemen hemen ittifaka varılmaktadır. Karaca-oğlan Kahramanmaraş'ın bir köyünde doğmuş ve yine Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesinin bir köyünde ölmüştür. Bu hususlara ait yapılan inceleme ve tesbitleri şöyle sıralayabiliriz:
1- Sayın Ferruh Arsunar "Efsaneler Kahramanı Kara-caoğlan" adındaki eserinde, şairin Kahramanmaraş yakınlarında "Zivat" köyünden olduğunu yazmaktadır. Ancak bugün "Zivat" adında bir köy bilememekteyiz. Zaman zaman köy adlan değişmekte olduğundan bu husus araştırılmalıdır. Zivat, başka bir köyün mezrası (obası) ya da bir semt ve bir yayla ismi de olabilir. Bu yönden de araştırılma yapılmalıdır.
2- Karacaoğlan Şahdüldül Dağının Bahçe ilçesine bakan yamaçlarındaki, "Bunsuz" köyündendir. Karacaoğlan 13-14 yaşlarında iken bir kıtlık senesinde Kahramanmaraş'a gelmiş ve Şazibey Camii müderrislerinden Çimeni zade (eski mevlevi tekkesinde medfun) hocanın hizmetine girmiştir.Okuyup yazma bilmediği halde Karacaoğlan, fırsat buldukça talebeler arasına karışır, Çimeni Zadenin derslerini takip ederek feyiz alırmış. Karacaoğlan saz çalıp şiir söylemeye bu zaman başlamış ve eski Arasa semtindeki Aşıklar kahvesine de devam ederek halk şairliğinin en yüksek mertebesine erişmiş ve diyar diyar dolaşmağa başlamıştır.Burada Çimeni zadenin yaşadığı devrin ve diğer bazı hususların da tesbiti gerekir. Büyük Sır Köyünde, Düldül Dağının batı yamaçlarına köylüler "Boosuz veya Boğsuz" demektedir. "Bunsuz" köyü ile "Boosuz" bölgesinin bir ilgisi olup olmadığının araştırılması da lazımdır.
3- Oyun yazan sayın Sabahattin Engin'in 25 kadar olan piyeslerinden birinin konusu Karacaoğlan'dır. Tercüman Gazetesinin açtığı yarışmayı kazanan "Her şeyden Üstün" adındaki bu eseri hakkında yazar Maraş'lı bir arakadaşına yazdığı mek tupta şöyle demektedir.
"- Önce eser, Karacaoğlanın hayatı değildir. Karacaoğian'ın kişiliğinde, sanatının aşktan da üstün olduğunu belirten bir motifin işlenmesidir. Sonraki önemli bir husus ta, Karacaoğlana ait "her şeyden Üstün"e ana konu teşkil eden miti Kahramanmaraş'ta İbrahim Ağa adında ki bir köylüden tesbit etmiştim. Mit şu:
1946 yılı sanıyorum Eloğlu ile Kahramanmaraş arasında, Eloğlundan gelirken sağda bir köy vardır, (Tarife göre Kılıfı köyü olması gerekir). Oraya gitmiştik. Orada ibrahim Ağa adında birini tanıdım. Yaşlı hoş sohbet bir adam. Konuşma arasında söz Karacaoğlana intikal etti. O şunu anlattı...
"Karacaoğlan, Aydınlı aşiretindenmiş. (Bölgede yazın yüksek yaylalara, kışın ova ya göç eden aşiretlerden birinin adıdır. Bu aşiretlerde göç adeti halen de devam etmektedir.) Bir yıl İslahiye - Eloğlu - Kahramanmaraş yoluyla yaylaya çıkarken yolları Nurhak Dağına düşmüş. Orada bir köy ağasının Elif adındaki kızını görmüş. Karacaoğlan, kıza aşık olmuş. Aşiret reisi Karacaoğlanın neden melül mahzun olduğunun sebebini öğrenince:
- Karacaoğlan, hiçyüksünme, dönerken ben o ağanın kızını sana alırım, demiş.
Güzün dönüp Nurhak Dağlarındaki köye gelince, aşiret reisi babasından Elifi Karacaoğlan'a istemiş. Ağa kurnaz adam, kızını göçebe bir aşirete vermek istemiyor, amma o zamanlar aşiretin köyü talan etmesinden de korkuyor.
- Allah'ın emri, Peygamberin kavli ile kızımı Karacaoğlan'a veririm. Amma bir de kızımla konuşayım diyor. Ve sonra da:
- Benim kızım saz çalandan korkar, koşma düzeni sevmez. "Saz çalmaz ve koşma söylemezse peki" dedi, diyor.
Karacaoğlan:
-Bunu Elif mi dedi? diye soruyor.
Olumlu cevap alınca da başını yere doğru indirip; "Benim sevdiğim kız o değilmiş" cevabını veriyor.
Ben Ankara'ya gelince Karacaoğlan'a ait kitaplarda bunu aradım, bulamadım. Ve nihayet bir çok motifler ekliyerek bir piyes meydana getirdim. Bu eser, benden çok senin ve bütün Kahramanmaraşlılarındır.
Sayın yazarın bu ifadesi ile sayın Ferruh Arsunar (Efsaneler Kahramanı Karacaoğlan) eserine başlarken "Yağız bir köy delikanlısıydı." Dedikten sonra "Göçebe bir ailenin çocuğuydu Karacaoğlan". Dediğine bakılırsa bir mutabakat bulunmaktadır.
Bütün bunlan doğrulayan Karacaoğlan' in kendi mısraları da vardır. İşte Ferruh Ar sunar'ın eserinden bir dörtlüğü örnek olarak buraya koyuyoruz:
Maraş illerine giden kervancı Selam söyle bizim il'e obaya Eğlen Allah'ı seversen seyrana Uğran Pazarcığa Salman Babaya"Pazarcık'ta halen Salmanlı" ve "Salmanıpak" adında iki köy vardır. Burada şu iki hususun incelenmesi araştırıcılar-için faydalı olur kanısındayız.
1- Sadettin Nüshet Ergun eserinde "Karacaoğlan'ın Arap Güzellerinden sitayişle bahsetmesi de, kendinin Arap ellerinde dolaştığına kuvvetli bir delil teşkil eder," der. Bu arap güzellerinin, şairin mezarının bulunduğu Pazarcığın Araban bölgesi güzelleri olması daha 'kuvvetli ihtimal dahilindedir. Bu yönden incelenmesi gerekir.
2- Eski gazeteci ve yazar Veysi Kısakürek, ayrıca şu hususu tesbit etmiştir,
Karacaoğlan saz çalıp şiir söyleyerek diyar diyar dolaşırken sevgilisine kavuşmak için Sivas Bey'inin himaye ve yardımını sağlar. Fakat bu sırada Rus Harbi için askere alınır. Gider, döner. Aşık olduğu kızı saçları ağarmış, yaşlanmış bir kadın olarak bulur ve şu dörtlüğü söyler.
"Sivastopal şehrinden uzaktan geldim
Geldim ki yüzüyün nuru kalmamış
Bahçem mühür derdin kıyıp girmezdim.
Şimdi koruyacak gülün kalmamış"
Bu dörtlüğün Karacaoğlan'a ait olup olmadığı, Sivas Beyinin kim olduğu ve Karacaoğlanın hangi sene ve hangi Rus Harbine iştirak ettiği husustan da araştırma konusu yapılmalıdır.
Son yıllarda A. Kutsi Teçer'in araştırmaları sonucu, Karacaoğlan'ın bir, XV. veya XVI. yüzyıl şairi olması ihtimali de önem kazanmaktadır.Ayrıca "Karacaoğlan" mahlasını taşıyan her şiirin, Karacaoğlan'a ait olduğunu sanmakta sakıncalıdır.
Türk halk edebiyatının şahikası olan Karacaoğlan bir çok efsane, destan, senaryo ve sahne eserine konu teşkil etmiş olup, onun doğum ve ölüm yeri olan Kahramanmaraş'ta bir (Karacaoğlanı anma) haftası düzenleme tesavvurları günden güne halk arasında yayılmaktadır.